Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
rush something
rush something
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"rush something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleyle girmek
Bob
rushed into
the classroom.
Bob sınıfa
aceleyle girdi.
More Sentences
2
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleye getirmek
Let's not
rush into
things.
İşi
aceleye getirmeyelim.
More Sentences
3
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı fırlamak
As soon as he heard the crash, he
rushed out of
the house.
Kazayı duyar duymaz evden
dışarı fırladı.
More Sentences
4
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şey) için acele etmek
I'm in a
rush to
get home.
Eve varmak
için acele ediyorum.
More Sentences
5
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şeye) koşmak
As soon as I have written the letter I will
rush to
the post office.
Mektubu yazar yazmaz postaneye
koşacağım.
More Sentences
6
Öbek Fiiller
rush to (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) yetiştirmek
Fadil was
rushed to
the hospital.
Fadıl hastaneye
yetiştirildi.
More Sentences
7
Öbek Fiiller
rush for something
f.
aceleyle bir yere gitmek
8
Öbek Fiiller
rush something into print
f.
baskıya yetiştirmek
9
Öbek Fiiller
rush something through
f.
bir şeyi hızla/aceleyle bir yerden geçirmek
10
Öbek Fiiller
rush something off to someone
f.
birine bir şey yetiştirmek
11
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
hızla girmek
12
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
içeri dalmak
13
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
aceleyle içeri sokmak
14
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
telaşla içeri sokmak
15
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
acele hareket etmek
16
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
dikkatsizce hareket etmek
17
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
düşünmeden girişmek/dalmak
18
Öbek Fiiller
rush into (something)
f.
hazırlıksız girişmek/dalmak
19
Öbek Fiiller
rush (something) to print
f.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
20
Öbek Fiiller
rush (something) to print
f.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
21
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
22
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
sinirle (birine) doğru gitmek
23
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
sinirli bir halde (birine/bir şeye) doğru yürümek
24
Öbek Fiiller
rush at (someone or something)
f.
koşup (birine/bir şeye) saldırmak
25
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
26
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) üşüşmek
27
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
çabucak (bir şey) elde etmeye çalışmak
28
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
hızlıca (bir şeye) erişmeye çalışmak
29
Öbek Fiiller
rush for (someone or something)
f.
(bir şeye) sahip olmak için acele etmek
30
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) fırlayıp çıkmak
31
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla çıkarmak
32
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak
33
Öbek Fiiller
rush out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla tahliye etmek
34
Öbek Fiiller
rush to (someone, something, or some place)
f.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
35
Öbek Fiiller
rush to (someone, something, or some place)
f.
(birine/bir şeye) üşüşmek
36
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şeyi) yapmak için acele etmek
37
Öbek Fiiller
rush to (something)
f.
(bir şey) yapmak için hemen koşmak
38
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
aceleyle (birinin/bir şeyin) yanına gitmek
39
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yanına koşmak
40
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak
41
Öbek Fiiller
rush up (to someone or something)
f.
hızla gelip (birine/bir şeye) dayanmak
Colloquial
42
Konuşma Dili
a rush on (something)
i.
(bir şeye) üşüşme
43
Konuşma Dili
a rush on (something)
i.
(bir şeye) büyük/yoğun talep
Idioms
44
Deyim
rush on something
i.
-e yoğun talep/akın
45
Deyim
rush headlong into something
f.
bir işe düşünmeden girişmek,bir işe aceleyle girişmek
46
Deyim
(there's) a rush on something
f.
birşeye büyük talep olmak
47
Deyim
rush (something) into print
f.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
48
Deyim
rush (something) into print
f.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of rush something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy